20 Haziran 2016

Uğultulu Tepeler


“Seni benim öldürdüğümü söyledin! Yapış yakama o zaman! Kurbanlar katillerinin yapışırlar yakalarına. İnanıyorum ki, biliyorum ki hayaletler var yeryüzünde. Hep benimle ol! Hangi şekle istersen gir. Delirt beni! Yeter ki beni sensiz uçurumda bırakma! Ah Tanrım bu anlatılmaz. Hayatım benimle olmadan ben yaşayamam. Ruhum olmadan ben yaşayamam!” – Heathcliff
* * *
“Bunu açıklamam mümkün değil. Ama mutlaka sen ve de herkes insanın kendisi dışında da bir varlığının olduğunu ya da olması gerektiğini düşünüyordur. Sadece bu bedende hapissem yaratılışımın anlamı ne olabilir? Bu dünyada hangi büyük acıları çektiysem bu acılar Heathcliff’in de acıları oldu. O acıların her biriyle en başından beri mücahede ettim ve hissettim. Hayatta en büyük düşüncem odur. Her şey yok olsaydı ve bir tek o kalsaydı ben yine var olmaya devam ederdim. Her şey yerli yerinde olsaydı ve bir tek o yok olsaydı bütün kainat tümüyle bana yabancı bir yer olurdu. Kendimi onun bir parçası gibi hissetmezdim. Linton’a olan sevgim ormandaki yeşillikler gibidir. Kış gelince ağaçlar nasıl değişiyorsa eminim zamanla benim sevgim de değişecektir. Heathcliff’e olan sevgimse o ormandaki ölümsüz kayalıklar gibidir. Kayalıkların görüntüsü pek hoş değildir ama onlarsız da olmaz.
Ruhlarımızın neyle yoğrulduğunu bilmiyorum ama onunkiyle benimki aynı hamurdan Nelly.” – Catherine
* * *
“Catherine ile ilgili olmayan ne var ki? Onu bana hatırlatmayan ne var ki ? Şu döşemeye baksam, taşların üzerinde onun yüzünü görüyorum. Her bulutta, her ağaçta o var. Geceleyin hava onunla dolu, her şeyde ondan bir pırıltı var; gündüzleri ise çevremde ondan başka bir şey yok, her yerde o! Rastladığım kadın ve erkek yüzleri, kendi yüz çizgilerim bile, bir benzeyiş içinde benimle dalga geçiyor. Bütün dünya bana gaddarca onun bir zamanlar yaşadığını ve benim onu kaybettiğimi hatırlatıyor bana!” – Heathcliff